Muhtemelen herkez iletişimde, düşündüğünden tamamen farklı bir şekilde anlaşılmış olduğunu yaşamıştır. Bu yanlış anlaşılma neden olduğunu hiç düşündünüz mü? Bu soruyu cevaplayabilmek için Sigmund Freud tarafından yapılan buzdağı modelini kullanacağız. Buzdağı modeli ilk defa Ernest Hemingway (1899-1961) tarafından edebi yazım teorisi olarak duyurulmuştur. Bu model ilerdeki zamanlarda ekonomi ve iletişim alanlarında da yer almıştır. Yazımızda Buzdağı modelinin iletişim üzerine nasıl uygulamamız gerektiğini paylaşmak istiyorum.

Buzdağı modeli görünen konu seviyesi ve görülmeyen ilişki seviyesinden oluşmaktadır. İletişimde, buzdağında olduğu gibi görünen konu seviyesi verilen mesajın %20 sini içermektedir. Mesajın büyük bir kısmı buzdağının görünmeyen ilişki seviyesi (%80) bölümünden gizli olarak karşı tarafa iletilir. İlişkisi seviyesinde aktarılan bilgiler konu seviyesindeki bilgiyi tamamlar ve mesajı şekillendirir.

Buzdağı modelinde KONU seviyesi

Bu seviye buzdağının görünür ve küçük kısmını temsil eder. Genellikle dilsel olarak iletilir. Bu, örneğin verileri, gerçekleri veya rakamları içerir – başka bir deyişle, iletişimin “neyi” içerir.

Buzdağı modelinde İLİŞKİ seviyesi

İlişki seviyesi, duyguları, ruh hallerini veya hisleri ileten mesajlarla ilişkilidir. Sık sık, jestler, yüz ifadeleri ve tonlama, ilişki düzeyinde iletişim kurar. Bu seviye buzdağının görünmez kısmına verilmiştir ve iletişimin “nasıl” olduğunu içerir.

Buzdağı modelinde seviyeleri arasındaki gerilim

İletilen mesaj yüksek oranda ilişki düzeyinde bulunduğu için (çatışma veya anlaşmazlık) büyük risk taşır. Kişisel düzeyde bozukluklar yani buzdağının alt bölümü söz konusu olduğunda, sonuçları buzdağının görünen bölümüne yani konu seviyesine olumsuz yansır. İlişki seviyesindeki aksaklıkların da gerçekler üzerinde bir etkisi vardır.

Başlangıçta olgusal bir konuşma, örneğin bir cümleyi vurgulayarak, bir tartışmaya sebep olabilir: “ Bu (!) açıklamaya (!) nasıl vardınız (!) ?”. Ayrıca, ilişki düzeyindeki rahatsızlıkların da içeriğin sonuçları üzerinde olumsuz bir etkisi olabilir.

Buzdağı Modeli için bir örnek

Bir Proje Yöneticisinin ekip üyesine yaptığı açıklama…

Ben bu sefer sunumu sizin yapmanızı istiyorum.”

Konu seviyesi:

  • Proje yöneticisi sunumun takım üyesi tarafından yapılmasını istiyor.

İlişkisi seviyesi ise daha karmaşıktır. Yöneticinin ifadesi farklı yorumlanabilir:

  • Yorumlama 1: Ben senin işinden çok memnunum ve bundan dolayı işini sana sunma fırsatı vermek istiyorum.
  • Yorumlama 2: Ben sunum hazırlamak istemiyorum ve bu işi sana atıyorum.

Tavsiye ve öneriler

Uygulamada, görev alan tüm çalışanların zihninde buzdağı modeli olması önemlidir. İlişki düzeyinin yüksek olduğu bir ortamda uygun yöntemlerle yanlış anlamaları ve çatışmaların aşağıdaki davranışlarla azaltabilirsiniz:

  • aktif dinleme
  • anlaşılabilir kelimeler kullanılması
  • soru sorma korkusu olmaması
  • geri bildirim (Feedback) alınması
  • çalıştığınız insanların kişisel geçmişlerine saygı duyulması
  • iletişim ve davranış kurallarının oluşturulması

Sonuç

Bu teoriye göre, bir iletişim sürecinde ortaya çıkan problemler genellikle sadece görünen yüzeydeki buzdağı gibi sadece bir kısmını gösterirler. Gerçek sorunların büyük bir kısmı, buzdağının görünmeyen alt kısmında yer almaktadır. Bu nedenle, iletişim sürecinde ortaya çıkan problemleri tam olarak anlamak ve çözüme ulaştırmak için, sorunun yalnızca görünen yüzeyine değil, altındaki nedenlere de odaklanmak gerekmektedir.

Sonuç olarak, buzdağı teorisi, iletişimde ortaya çıkan problemleri ve engelleri tam olarak anlamak ve çözüm üretmek için oldukça önemli bir kavramdır. Bu teoriyi anlamak ve uygulamak, iletişim sürecinde daha etkili ve verimli sonuçlar elde etmenize yardımcı olacaktır.