Bir odada sözü dinlenen kişi her zaman yönetici midir? Ünvanı olmayan biri bir ekibi harekete geçirebilir mi? Cevabınız “evet”se, siz laterel liderlik kavramına uzaktan da olsa aşinasınız demektir. Geleneksel yönetim anlayışında kararlar yukarıdan aşağıya doğru inerken, bugünün iş dünyasında etki artık yatay düzlemde şekilleniyor. İnsanlar, formal otoritenin ötesinde bir şey arıyor: anlayan, yön gösteren ve birlikte yol alan biri.
İşte tam bu noktada devreye “laterel liderlik” giriyor. Ünvansız ama etkili, sessiz ama yön verici bir güç. Bu yazıda, bu modern liderlik biçiminin ne olduğunu, nerede ortaya çıktığını ve nasıl uygulanabileceğini birlikte keşfedeceğiz.
Konu ile ilgili Podcast
Fihrist
Özet
Lateral liderlik (veya Yanal Liderlik), resmi bir yönetim pozisyonuna sahip olmadan etki sağlama ve ekiplere liderlik etme sanatıdır. Geleneksel hiyerarşilerin önemini yitirdiği günümüzün giderek daha bağlantılı ve çevik çalışma ortamında, bu liderlik biçimi vazgeçilmez hale gelmiştir. Güvene, aktif dinlemeye, departmanlar / birimler arası düşünme ve hareket etme yeteneğine, açık ve şeffaf iletişime dayanır. Lateral liderlik uygulayan kişi, emirle değil, ilham vererek, bağlantı kurarak ve ortak hedefleri belirleyerek yönlendirir. Bu, bireyi unvanının ötesinde etki etmeye ve ekibin ve organizasyonun başarısına önemli katkı sağlamaya olanak tanıyan güçlü bir beceridir.
“Laterel” Liderlik Ne Anlama Geliyor?
İlk olarak “Laterel” kavramını anlamakta fayda var. “Laterel” kelimesi Latince latus (yan) kökünden gelir ve İngilizce lateral teriminden Türkçeye geçmiştir. Anlamı “yan, yanal, hiyerarşi dışı” demektir. Türkçeye “yanal liderlik” olarak çevrilebilse de, iş dünyasında ve profesyonel kaynaklarda genellikle özgün hali olan laterel liderlik kullanımı tercih edilir. Bu terim, klasik yukarıdan aşağıya liderlik yapılarının dışına çıkarak, aynı seviyedeki ya da farklı birimlerdeki kişilere etkide bulunma durumunu ifade eder.
Kavramın Ortaya Çıkışı
Laterel liderlik, 1980’li yılların sonlarında özellikle Batı Avrupa ve Kuzey Amerika’daki büyük organizasyonların çeviklik ihtiyacıyla gündeme gelmiştir. Geleneksel hiyerarşik yapıların yavaş karar alma süreçlerine neden olması, firmaları daha yatay ve proje odaklı modellere yönlendirmiştir. Bu değişimle birlikte, unvan sahibi olmadan liderlik etme, yani kişilerarası etki üzerinden yön verme ihtiyacı doğmuştur.
1990’lardan itibaren Peter Drucker, Henry Mintzberg gibi yönetim düşünürleri bu yaklaşımı daha sistematik hale getirerek, yetkiden çok etki gücünün ön plana çıktığı liderlik modellerini savunmuştur. Özellikle matris organizasyon yapıları, çevik ekipler, inovasyon odaklı takımlar ve dijital dönüşüm süreçlerinde bu tarz liderlik yaklaşımı vazgeçilmez hale gelmiştir. Kısacası, laterel liderlik bugün artık sadece bir teori değil, modern iş dünyasının bir gerçeğidir.
Yetki Yoksa Ne Var?
Birçok profesyonel, resmi olarak yönetici olmasa bile farklı insanları bir araya getirmek, onları belirli hedeflere doğru yönlendirmek ve birlikte anlamlı sonuçlar üretmek durumunda kalıyor. Ancak ortada bir hiyerarşi, bir emir-komuta zinciri olmadığında insanlar neden sizi dinlesin ki? İşte laterel liderliğin en temel sorusu da bu: Yetkiniz yoksa, hangi becerilerle etki sağlarsınız?
Cevap basit değil ama net: Güven. İnsanların sizinle çalışmak istemesini sağlayan şey, onlara yön vermeniz değil, birlikte yürüme cesareti aşılamanızdır. Bu, sadece teknik bilgiyle değil, aynı zamanda iletişim biçiminizle, karar almadaki duruşunuzla, kriz anlarında gösterdiğiniz tutarlılıkla gelişen bir süreçtir.
Güçlü Olan, Dinleyebilen Kişidir
Laterel liderlik, konuşmaktan çok dinleyebilenlerin oyun alanıdır. İnsanları anlamak, beklentilerini sezmek ve farklı bakış açılarını bir potada eritebilmek, bu liderlik biçiminin temelidir. Karşınızdaki kişi üzerindeki etkiniz, onun sesini ne kadar duyduğunuzla doğru orantılıdır. Özellikle çatışmalı veya belirsiz ortamlarda, pozisyon gücünüz olmasa bile sergilediğiniz yapıcı ve sakin tutum, diğerleri için yön belirleyici olabilir.
Böyle durumlarda mesele, “Haklı kim?” sorusunu sormak değil, “Bu ekibi nasıl birlikte ilerletebiliriz?” sorusuna cevap aramaktır. Odağınızı egolardan çok çözüm yollarına çevirdiğinizde, siz farkında olmasanız bile çevrenizde lider olarak algılanmaya başlarsınız.

Sınırların Dışında Hareket Edebilmek
Klasik liderlikte, çizilmiş alanlar ve net roller söz konusudur. Oysa laterel liderlikte sınırlar daha esnektir. Bazen farklı birimlerle bağlantı kurmanız, bazen kurum kültüründeki sessiz engelleri aşmanız gerekebilir. Bu durum, diplomatik zekânın ve stratejik düşünmenin önemini artırır.
İnsanlar, onları yöneten değil, yönünü gösteren kişilere daha fazla bağlanır. Bu nedenle laterel liderlik, güven ilişkisi kurabilen, ilişkileri yöneten ve ortak hedefleri görünür kılan kişilerce başarıyla uygulanır. Ünvanlar geçicidir ama güven kalıcıdır. Ve güven, yalnızca davranışla inşa edilir.
Liderlik Unvan Değil, Etkidir
Laterel liderlikte etkileme gücü, baskıdan değil, açıklıktan doğar. Ne istediğinizi açıkça ifade ettiğinizde, karşı tarafın da aynı netlikte yanıt vermesi kolaylaşır. Bu liderlik biçiminde gizli ajandalar, dolaylı söylemler ya da politik manevralar işe yaramaz. Aksine, açıklık ve samimiyet, ilerlemenin en sağlam zeminini oluşturur.
İnsanlar şeffaflığı gördükçe, size yaklaşmaktan çekinmez. Size güvenen kişi ise, siz istemeden sizi takip eder. Bu da liderliğin en doğal, en sağlam formudur.

Pratikte Lateral Liderlik: İlham Veren Örnekler
Lateral liderlik kavramını daha somut hale getirmek için birkaç pratik senaryoyu inceleyelim:
- Unvansız Fonksiyonlar Arası Proje Lideri: Bir teknoloji şirketinde, yeni bir ürün projesi, geliştirme, pazarlama ve satış departmanlarının işbirliğini gerektiriyor. Deneyimli bir yazılım geliştiricisi olan Ayşe, teknik bilgisi ve departmanlar arasında köprü kurma yeteneği sayesinde tüm paydaşlar için gayri resmi bir referans noktası haline gelir. Resmi bir proje yöneticisi unvanı olmamasına rağmen, toplantıları yönetir, bilgi akışını sağlar ve ortak hedefleri vurgulayarak, zorlukları birlikte çözerek ekipleri motive eder. Onun etkisi, saygıya, güvene ve karmaşık konuları anlaşılır kılma becerisine dayanır.
- Mentor Olarak “Uzman”: Bir hukuk bürosunda, genç meslektaşları üzerinde disipliner sorumluluğu olmayan bir telif hukuku uzmanı bulunur. Ancak düzenli olarak gayri resmi eğitimler sunar ve bilgisini paylaşmaya her zaman isteklidir. Genç avukatlar onun tavsiyesini aktif olarak arar, çünkü buna mecbur oldukları için değil, uzmanlığına ve yardımseverliğine değer verdikleri için. O, resmi yetkisi olmadan mentorluk ve paylaşılan uzmanlık yoluyla çalışma şekillerini ve gelişimlerini etkiler.
- Ekipteki Problem Çözücü: Bir üretim şirketi, tekrarlayan bir üretim arızasıyla boğuşuyor. Resmi bir ekip lideri olmasına rağmen, inisiyatifi alan deneyimli makine operatörü Mehmet’tir. Farklı vardiyalardaki ve departmanlardaki iş arkadaşlarıyla proaktif bir şekilde konuşur, verileri toplar ve sonunda herkes tarafından kabul edilen ve uygulanan bir çözüm önerir. Dinleme, farklı bakış açılarını entegre etme ve ortak bir zemin bulma yeteneği, onu bu durumda bir lateral lider yapar.
Bu örnekler, lateral liderliğin günlük hayatta nasıl yaşandığını ve resmi hiyerarşilerden ziyade etkinin ve problem çözmenin daha önemli olduğu birçok durumda nasıl uygulandığını göstermektedir.
Son Söz: Yetkiyle Değil, Etkiyle Yönlendirin
Laterel liderlik, klasik anlamda liderlik pozisyonunda olmayan ama liderlik davranışı gösterenlerin alanıdır. Bugünün ve özellikle geleceğin iş dünyasında bu tarz liderlere daha çok ihtiyaç var. Çünkü şirketler artık sadece “yönetenlere” değil, aynı zamanda bağlantı kuranlara, birleştirenlere ve yol açanlara değer veriyor.
Eğer siz de ekip arkadaşlarınız arasında saygı uyandırmak, fikirlerinizi daha güçlü şekilde duyurmak ve yöneticilik pozisyonu beklemeden lider gibi hareket etmek istiyorsanız, laterel liderlik yolculuğunuz bugünden başlıyor olabilir.
Kalın sağlıcakla …